BÜYÜKŞEHİR KENT KONSEYLERİ İZMİRLE DAYANIŞMA “HAZIR MIYIZ” TOPLANTISI

Kent konseylerinin önemli sorunları arasında yer alan konulardan bir tanesi de özellikle kriz anlarında yerel yönetimlerle kent konseylerinin bir araya gelememesiydi. Kimi zaman aynı kentte yer alan farklı siyasi partilere mensup yerel yönetimlerin ve kent konseylerinin bile kriz dönemlerinde ayrışabildikleri ve bir araya gelemedikleri görülmektedir. Türkiye’nin en çarpıcı gerçeklerinden olan deprem afetinde ve sonrasında bu sebeple çoğu zaman gerekli etkin iş birliği ve eşgüdümün sağlanamayabildiği gözlemlenmektedir. İşte bu sebeple rutin gerçekleştirilen Büyükşehir kent konseyleri toplantılarının Ankara Kent Konseyi ev sahipliğinde yapılacak olan Kasım oturumu farklı bir misyonla gerçekleştirilmiştir. Belki de Türkiye’de ilk defa deprem yaşamış bir kentin desteklenmesi amacıyla farklı büyük şehirlerin belediye başkanları ve kent konseyleri başkanları bir toplantıda bir araya getirilmiş 3 saati aşkın bir süre görüş paylaşımında bulunulmuştur. Farklı coğrafyalardan ve siyasi partilerden gelen belediye başkanları ve kent konseyleri dayanışma amacıyla bu birlikteliği oluşturmuşlardır. Teknik açıdan çok zorlu bir süreç yönetimi gerçekleştirilerek Ankara Kent konseyinin Gençlik Parkı’ndaki mekanında kurulan sistematik ile bu toplantı sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilmiş, toplantı sonrasında deprem yaşamış olan İzmir kenti ile çok daha doğru ve etkin bir yardımlaşma süreci yürütülebilmiştir.

30 Ekim 2020 tarihinde olan ve İzmir kentinde ciddi yıkıma sebep olan depremin hemen ardından 12 Kasım 2020 tarihinde Ankara Kent Konseyi ev sahipliğinde çevrim içi bir dayanışma toplantısı gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın yaptığı toplantının moderatörlüğünü de Ankara Kent Konseyi Başkan Yrd. Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin yaptı. Prof. Şahin toplantının amacını açılışta şu şekilde ifade etti: “Bizler katılımcı demokrasi ve kent konseyi alanında çalışan insanlar olarak kent konseyini var eden iki duyguyu kent konseyinin merkezine koyuyoruz. Nedir bunlar? 1. Başkasının gözlerinden bakabilme vasfı, 2. Birlikte hareket edebilme güdüleri. İşte bu düşünceyle Büyükşehir Kent Konseylerimizin buluşmalarının Ankara ev sahipliğinde yapılacak üçüncüsünü olağanın dışına çıkarak biçimlendirmek istedik. İstedik ki bizim için varoluş sorunu haline gelen deprem gerçeğini büyükşehir belediyelerimiz ve kent konseylerimiz bir arada değerlendirelim. Tüm kurumsal meseleleri, önyargıları bir tarafa bırakalım, İzmir’imizden yola çıkarak bir ortak aklın inşa sürecine başlayalım. Bu amaçla toplantımıza tüm büyükşehir belediye başkanlarımızı ve Büyükşehir Kent Konseyi başkanlarımızı görüşlerini ifade etmek üzere davet ettik. Pandeminin zor günlerinde davetimize icabet eden tüm katılımcılarımıza şükranlarımızı sunuyoruz”.

 

Büyükşehir belediye başkanları ve büyükşehir kent konseyi başkanlarının katıldığı toplantıda kent konseyleri ile yerel yönetimlerin doğal afetlerde iş birliği ve kriz yönetimiyle ilgili yapılması gereken çalışmalar masaya yatırıldı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, İzmir Kent Konseyi Başkanı Nazik Işık, Antalya Kent Konseyi Başkanı Sema Nur Kurt, Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy, Manisa Kent Konseyi Başkanı Ahmet Karadağ, İstanbul Kent Konseyi Başkanı Tülin Hadi, Gaziantep Kent Konseyi Başkanı Samet Bayrak, Türkiye Kent Konseyleri Birliği Dönem Başkanı Mürsel Sabancı, Mersin Kent Konseyi Başkanı Faik Burakgazi, Tekirdağ Kent Konseyi Başkanı Yücel Ayaz, Hatay Kent Konseyi Başkanı Nevide Kimyon, Adana Kent Konseyi Başkanı Haşmet Biçer, Ankara Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Mutlu Gürler ve Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Nazmi Şahin deprem konusunda bilgi ve tecrübe paylaşımında bulundu. Toplantıda yerel yönetimlerin kent konseyleriyle kriz yönetiminde dayanışma içinde ortak kararlar almasının önemine dikkat çekildi.

Kent Konseylerinin kriz yönetimi ve dayanışma için önemli bir oluşum olduğunun altını çizen ve Ankara Kent Konseyi’nin tavsiyesi doğrultusunda Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı’nın kurulduğunu anlatan Başkan Yavaş, deprem afet planlarını şöyle anlattı: “Kent içerisinde afete duyarlı alanların belirlenmesi, bu alanların gerekli şekilde planlanması ve bu planlama sonucunda gerekli kentsel dönüşüm çalışmalarının hızla tamamlanabilmesi için kentteki üniversitelerin, araştırma kuruluşlarının ve bilim insanlarının bir araya getirilmesi, gerekli eylem planlarının yapılmasında kent konseylerinin önemli rolleri olabileceğini unutmamalıyız. Ankara’daki yapıların güvenliği, insan yaşamının önemi ve kentimizin fiziksel, çevresel, sosyal ve ekonomik çerçevede karşılaşabileceği her türlü tehlike, tehdit ve doğal afet gibi olumsuz durumlarla mücadele edilmesinin sağlanması amacıyla her bina için bina kimlik kartı oluşturma çalışmalarımızı başlattık. Afet ve acil durumlarda hızlı ve etkin müdahale edecek şekilde 7/24 faaliyette olan, tüm daire başkanlıklarının yetkililerinin toplandığı AKOM Kriz Merkezi’nin her zamankinden daha aktif çalışmaya başladığını belirten Başkan Yavaş, “Belediyemiz yetki ve sorumluluğunda bulunan bütün yapılar için deprem ve afetlere karşı alınabilecek tedbirler konusunda Kent Konseyimizin ilgili bileşenleri ve üniversitelerimizdeki uzman akademisyenlerin tavsiyeleri ışığında saha çalışmalarımıza yakında başlayacağız. Mimari sözleşmesini imzaladığımız ve gelecek yıl temeli atılacak yeni Afet Koordinasyon Merkezi teknolojik altyapısı ile çok daha güçlü olacak” dedi.

Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz ev sahibi sıfatıyla yaptığı konuşmada, tüm belediye başkanlarına seslenerek “Depreme hazır mıyız?” sorusunu yöneltti. Yılmaz, Türkiye’nin radikal bir deprem politikasına ihtiyacı olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Kapsamlı olarak doğal afetten korunma sistemini hayata geçirmeli, süreç yönetimini sadece kamu otoritesine bırakmamalıyız. Bilinçli yurttaşlar olarak genetiğimizde olup, davranışımıza yansımayan katılımcılığı harekete geçirip sorumluluk almalıyız. Doğal afetten korunma farkındalığı yaratmamız, engelli vatandaşlarımız için ayrıca özel çalışmalar yapmamız, deprem hafızası oluşturmamız gerekiyor. Anaokulundan itibaren bu bilinci oluşturmalıyız. Türkiye’nin yaşanan depremlerden sonra toplumsal dayanışma ve tutunma stratejileri konusunda deneyimleri olan bir ülke olduğunu hatırlatan Yılmaz, “Deneyimlerimizi birbirimizle ve kamu otoritesinin hafızasıyla paylaşmalıyız. Bu muazzam dayanışma kültürünü, bu topraklarda binlerce yıldır yaşattığımız adanmışlığı, kardeşliği, ülkenin bütün analarının bir anda ‘Ayda’ bebeğin anası olma duygusunu depremden sonra yardıma değil, depremden önce önlem için hayata geçirmeliyiz”.

Gerçekleştirilen bu toplantının organizasyonundaki başarı ve farklı kentlerin bir araya ön yargısız gelmesi, Ankara Kent Konseyinin Türkiye’deki tanınırlığına ve kent konseyleri konusundaki katkısına ilişkin çok olumlu bir intiba oluşturmuştur. Bu durum daha sonra toplantının basın yansımalarında da izlenebilmektedir.